Macera dolu bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Türkiye’nin Şırnak ilinden yola çıkan bir çift, tam 16 yıl boyunca inekleriyle birlikte 40 ülkeyi gezdi. Bu ilginç hikaye, sadece seyahat tutkusunu değil, aynı zamanda sürdürülebilir yaşam modelini de gözler önüne seriyor. 16 yıl boyunca yapılan bu gezinin hikayesi, hayvan sevgisini, aile bağlarını ve macera ruhunu harmanlayarak, hem ilham verici hem de düşündürücü bir örnek sunuyor. İneklerin yanında seyahat eden bu çift, gezdikleri yerlerde yaşadıkları deneyimlerle, tarımsal ve kültürel çeşitliğin kapılarını araladı.
Her şey, Şırnak'ta yaşayan Fehime ve İsmail Erdem çiftinin bir gün hayvanlarına olan bağları ve doğayla olan ilişkilerinin bir parçası olarak daha fazla yer görme isteğiyle başladı. Dolaşmayı seven bu çift, hayvanlarıyla birlikte yola çıkarak farklı kültürler tanımak ve dünyayı keşfetmek istediler. 2007 yılında başlayan bu yolculuk, çiftin sadece seyahatten ibaret değildi; aynı zamanda inekleriyle birlikte sürdürülebilir tarım uygulamalarını da deneyimlemeye karar verdiler. Onlar için inekler sadece hayvan değil, aynı zamanda yol arkadaşlarıydı. Bu sayede hem geleneksel tarım yöntemlerini hem de modern uygulamaları keşfetme fırsatı buldular.
16 yıl boyunca gezdikleri 40 ülke, çiftin gözünde sadece coğrafyalar değil, aynı zamanda farklı yaşam tarzları ve kültürler anlamına geliyordu. Afrika’nın çöl sıcaklarından, Avrupa’nın soğuk iklimlerine, Asya’nın yeşil doğasından Güney Amerika'nın sıcak renklerine kadar birçok farklı iklimi ve coğrafyayı deneyimlediler. Her gidecekleri yere öncelikle yerel halkla iletişime geçerek ve onların yaşam tarzlarını öğrenerek başladılar. Bu merkezde, gezdikleri ülkelerdeki tarımsal uygulamaları inceleyip, çiftçilik hayatına dair tecrübeler edindiler. Özellikle, yüksek dağlık bölgelerde yaşayan köylülerle yapılan görüşmeler, onların tarımsal bilgilerinin zenginlik kaynağı oldu. Ayrıca bu geziler, çiftin yerel halkla sıcak ve samimi ilişkiler kurmasına da olanak sağladı.
Bu yolculuk sırasında karşılaştıkları zorluklar da oldu. Ulaşım sorunları, iklim zorlukları ve bazen hayvanların bakımı gibi günlük hayatın stresi onların cesaretini kırmadı. Ancak, her bir zorluğun aynı zamanda bir öğrenme fırsatı olduğunu anlamalarına yardımcı oldu. Çift, bu deneyimlerle birbirlerine olan bağlılıklarını daha da pekiştirdiler. Doğanın sunduğu güzelliklerin yanında, zorluklar karşısında nasıl birbirlerine destek olabileceklerini öğrendiler. Bu da onların ilişkisini daha derinleştiren bir unsur oldu.
İneklerle yapılan bu yolculukların yanı sıra, çevre dostu yaşam prensiplerini de benimseyen çift, ziyaret ettikleri yerlerden topladığı bilgileri, kendi yaşamlarına entegre etmeye özen gösterdi. Sürdürülebilir tarım yöntemleri, yerel tohumları koruma projeleri ve organik tarım uygulamaları gibi konularda önemli deneyimler elde ettiler ve bu bilgileri geri döndüklerinde yerel topluluklarla paylaştılar. Kendilerine ait bir tarım kooperatifi kurarak, yaptıkları her seyahatten öğrendiklerini çevrelerindeki insanlara da aktarmaya başladılar.
Fehime ve İsmail Erdem çifti, gezilerin sonunda sadece dünya kültürlerini öğrenmekle kalmadılar, aynı zamanda hayvanlara olan duyarlılıkları, aile bağlarını ve doğanın her bir parçasına karşı duyulan saygıyı artırdılar. Onlar için seyahatlerin en önemli yanı, yalnızca gezme değil, aynı zamanda öğrenme, paylaşma ve ilerleyebilme fikridir. Bu tür deneyimler, sadece kişisel gelişim açısından değil, aynı zamanda toplumsal bilinç noktasında da önemli bir yere sahiptir.
Son olarak, bu ilginç hikaye, insanın doğayla olan ilişkisini, hayvanlarla olan bağını ve dünya üzerindeki farklı kültürlerle etkileşimini anlatan anlamlı bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Şırnaklı çiftin yaşamı, hem bireysel hem de toplumsal anlamda ilham verici nitelik taşıyor. Onların bu macerası, diğer çiftçilere ve seyahat severlere ilham kaynağı olmaya devam ediyor. İnanıyorlar ki, dünyayı gezmek ve yeni kültürleri tanımak, sadece seyahat etmek değildir; aynı zamanda evrensel bir sevgi ve anlayış geliştirmektir.