Toplumda şok etkisi yaratan bir olay daha yaşandı. Kız kardeşinin eski sevgilisi tarafından gerçekleştirilen bir saldırı, aile dramının tüm boyutlarını gözler önüne serdi. Kızın abisi, eski sevgilinin işkence görmesine yol açan bir durumu düzeltmek yerine, kendisi bir tür öç alma yöntemi olarak ceza vermeyi seçti. Olayın faili, "Çiğ çiğ yiyeceğim" diyerek eski sevgilisiyle korkutucu bir şekilde yüzleşti; bu yüzleşme, olayın gidişatını tamamen değiştirdi.
İlk olarak, bu trajik olayın arka planına bakmak gerekiyor. Kız kardeşinin eski sevgilisi olan şahıs, ayrıldıkları süreçte bazı medyada yer alan spekülasyonlara göre, kızın ailesiyle iyi ilişkiler geliştirmişti. Ancak bu durum, ayrılmanın ardından tam tersi bir sona evrildi. Aile içindeki bu çatışma, abinin olaya dahil olmasına neden oldu. Olayın gerçekleştiği gün, kız kardeşi, eski sevgilisinin kendisi üzerinde uyguladığı baskı ve tehditlerden bahsetti. Kendi kaderini çizemeyen bir genç kızın yaşadığı bu dramatik süreç, maalesef abisinin intikam duygusuyla birleşince korkunç bir hal aldı.
Olayın gerçekleşmesiyle birlikte, burada önemli bir nokta, şiddetin ne tür telafileri beraberinde getirebileceği ve hangi duygusal durumların bu tür davranışları tetiklediğidir. Bu saldırı, yaşanan bir ayrılığın aile dinamiklerini nasıl alt üst edebileceğini gösteren trajik bir örnek. Aile içindeki dayanışmanın, bazen akıl sağlığını, insan psikolojisini ne kadar zorlayabileceği üzerine de düşündürücü bir durum haline geliyor. Şiddetin sonucunda, hem fiziksel hem de ruhsal travmalar ortaya çıkmakta. Korkunç olayda, abinin “Çiğ çiğ yiyeceğim” ifadesi, onun içinde biriken öfke ve nefreti dışa vurması olarak yorumlanabilir. Hem mağdur hem de fail açısından düşünüldüğünde, bu tür olayların oluşturduğu yıkım, sadece bireyler değil, aynı zamanda aileler ve toplum için de derin yaralar açmaktadır.
Sonuç itibarıyla, yaşanan bu olay yalnızca bir kişisel dram değil, aynı zamanda toplumdaki şiddet ve intikam duygularının tehlikeli bir yansımasıdır. Toplumun bu tür olaylara karşı daha hassas ve duyarlı yaklaşması gerekmektedir. İnsanlar arası ilişkilerde yaşanan hüsranlar, bireylerin yanlış kararlar almasına ve geri dönülmez noktalara gelmesine neden olmaktadır. Yaşanan bu olay, cinayet veya yaralama ile sonuçlanmadı ama böyle bir sonun bile yaşanabileceğinin bir kanıtı oldu. Şimdi, tüm gözler bu yaşananlardan sonra yapılacak olan hukuki sürece çevrilmiş durumda; yaşananların cezasız kalmaması umuduyla.